YAŞAR KEMAL...Bir Ada Hikayesi...

Kitaba olan düşkünlüğüm okumayı öğrenmeyle başladı diyebilirim. Yazılı olan her kağıt parçasını okumaya meraklıydım. Belki de bu sayede okumayı daha okula başlamadan çözmüştüm. Annem ve iki kardeşimle küçük bir kafile halinde aynı semtte oturan dedemlere yürüyerek giderken yerde gördüğüm herhangi bir kağıt parçası beni cezbeder, dururdum. Yerden herhangi bir şey alınmayacağını bildiğim için de elime almadan, yere çömelerek okumaya çalışırdım. Bu ya bir gazete parçası ya da bir kitap sayfası olurdu.


İleriki yıllarda da okuma aşkım artarak devam etti. Okumayı çok seviyordum ve bulduğum her kitabı okuyordum. Beni en çok etkileyen ise insanların çektiği acıları, katlandıkları eziyetleri, yokluk ve yoksullukla olan mücadelelerini anlatan eserlerdi. Mesela, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban romanında anlattığı yokluk, yoksulluk yıllarındaki memleketimin haline çok üzüldüğümü hatırlıyorum. Aslında, acı her yerde aynıydı, Amerikalı yazar John Steinbeck'in Gazap Üzümler'ini okurken de çok ağlamıştım. Ancak, kendi insanımın çektiği acıları okumak beni daha fazla etkiliyordu ve ben günlerce kendime gelemiyordum. Bu yüzden konusu insanların acıları, yoksulluk ve adaletsizlik olan yerli eserlerden tümüyle olmasa bile yollarımızı ayırdık.
Devamı »

Yorum Gönder

0 Yorumlar